Türkiye’deki hafızalaştırma projeleriyle ilgili çevrimiçi bir derleme olan Türkiye’de Hafızalaştırma web sitesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana geçen süreçte  ağır insan hakları ihlallerine uğrayan birçok grup ve bireyle ilgili oluşturulan hafızalaştırma çalışmalarını tanıtıyor. Bu proje, World Policy Institute [Dünya Politika Geliştirme Enstitüsü], Fetzer Institute [Fetzer Enstitüsü] ve İstanbul merkezli Hafıza Merkezi’nin işbirliğiyle 2013 yılında başladı. Proje ile ilgili ilk fikir, World Policy Institute üyesi Belinda Cooper tarafından Hafıza Merkezi’nin Aralık 2011’de hafızalaştırma ile ilgili düzenlediği bir atölyeye katıldıktan sonra önerildi. Projenin amacı, Türkiye’de dışlayıcı, milliyetçi, tek boyutlu bir ulusal hafızanın egemen olduğu hafıza sahasının demokratikleşmesine katkı sunmak için farklı aktörler tarafından hayata geçirilen hafızalaştırma çabalarını derlemekti. Bu ilk atölye çalışması sırasında da gündeme gelen hafızalaştırma ile ilgili çok sayıda soruyu ve hafızalaştırmanın insan hakları ve demokrasiye nasıl katkıda bulunabileceğini daha derinlemesine araştırmak amacıyla, Şubat 2013 tarihinde Mardin’de farklı politik, etnik ve dini gruplardan hafızalaştırma ile ilgilenen Türkiyeli katılımcıları bir araya getiren ikinci bir atölye düzenledik. Bu atölyelerde çeşitli siyasi girişimlerden, farklı etnik ve dini kimlikleri temsil eden ve aktif bir biçimde hafızalaştırma çalışmaları yürüten bir katılımcı grubunu bir araya getirdik. Ayrıca zor ve tartışmalı tarihsel süreçlerle baş etmeye çalışan üç ülkeden, Almanya, İsrail ve Bosna’dan hafızalaştırma uzmanları davet ettik. Türkiye’de Hafızalaştırma web sitesi bu atölyenin doğal sonucu olarak ortaya çıktı.

Sitenin 2013’te yayınlanan ilk versiyonu, geçmişte yaşanmış ve bugün inkâr edilen, bastırılan veya yanlış yorumlanan zulümler ile ilgili Türkiye çapındaki 26 çalışmayla ilgili bilgi içeriyordu. Bu girişimlerin çoğu, daha geleneksel hafızalaştırma biçimleri olan heykeller, ibadet yerleri, parklar, anıtlar ve eski cezaevleri gibi fiziksel anmalardı. Takip eden yıllarda Hafıza Merkezi hafızalaştırma çalışmalarını yeni nesiller için daha cazip ve erişilebilir kılabilecek yeni teknolojiler ve yaratıcı yöntemlerle ilişkilenmeye başladı. Oyun, sanal gerçeklik gibi mecraların ağır insan hakları ile yüzleşme adına sunabileceği imkanlar üzerine paneller düzenledik. Aynı zamanda insan hakları örgütleri ile yaratıcı disiplinler arasında ortak iş yapma pratikleri kurarak insan hakları alanının yaratıcılık ve hikâye anlatıcılığı kapasitelerini geliştirmeye çalışıyoruz. Böylece 2018-2019 yıllarında hafızalaştırma alanına yönelik odağımız genişledi; hakikati anlatmak için yeni teknoloji ve yöntemlerle daha içli dışlı olduk. Bu bağlamda  Türkiye’de Hafızalaştırma sitesini de güncellemeye ve siteye yeni içerikler eklemeye karar verdik. Hafıza girişimlerinin bu değişen manzarasına yönelik odağımızı öne çıkaracak şekilde 2019’da siteye 12 yeni çalışma eklemeye karar verdik. Son eklemelerle birlikte sitede yer alan projelerin sayısı 37 oldu. Bu 37 projeyi biçim özellikleri ve proje sahipliği açısından filtrelemek mümkün.

Sitenin mevcut versiyonu, 2022 yılında başlayan yeniden tasarlama sürecinin ürünü. Görsel açıdan siteyi daha çekici ve okunaklı hale getirmeyi hedefleyen dönüşüm sürecinde tüm içerikler gözden geçirilerek güncellendi. Sitenin yeni versiyonu aynı zamanda hafızalaştırma alanına daha kapsayıcı ve katılımcı bir yaklaşımı benimsiyor. Mevcut içeriklere yeni görseller ekledik, kütüphane bölümüne hafıza alanıyla ilgili kaynakları dahil ettik ve her bir çalışma için paydaşlarla söyleşi ve deneme gibi yeni içerikler hazırladık. Bu eklemeler, hafızalaştırma çalışmalarının çok boyutlu süreçlerini daha iyi belgeleyerek mağdur ve hayatta kalanlarına, sivil toplum aktörlerine, sanatçı, tasarımcı gibi farklı birey ve gruplarının deneyim ve düşüncelerine alan açmayı hedefliyor. Bu çok sesli yapının, aynı zamanda Türkiye ve dünyadaki hafıza sahalarına yönelik eleştirel yaklaşımları ve tartışmalarına katkıda bulunacağını umuyoruz. 

Önümüzdeki dönemde siteyi geliştirme çalışmalarımızın üç yönü olacak: sitenin daha geniş bir okur kitlesine hitap edebilmesi ve engelli bireylere erişilebilir olması için tasarım çalışmalarına devam edilmesi; mevcut içeriklere eleştirel bir katman eklemek ve anlatımı çok sesli kılmak için yeni söyleşiler, denemeler ve kaynakların eklenmesi; ve yeni hafızalaştırma projeleri eklemek üzere araştırma ve görüşmelerin sürdürülmesi.

Hakikat, adalet ve hafıza mücadelesinde toplumun geniş kesimlerinin geçmişteki hatalardan öğrenme sürecine dâhil edilmesi, “Bir Daha Asla!” mottosunun hayat bulması için son derece önemli. Bir seçki olarak tasarlanan bu sitenin, anma faaliyetlerinin, insan hakları ve geçmişte yaşanmış adaletsizliklerle ilgili merak, anlama ve sorgulama becerilerinin gelişmesine önemli bir katkı sunacağını umuyoruz.

Türkiye’nin ihtilaflı geçmişi, farklı devlet şiddeti uygulamaları ve tek taraflı, katı bir ulusal hafıza tasavvurunda okunabilir. Hafıza çatışmalarının uzun geçmişinde alternatif hafıza anlatıları gaddarca bastırıldı, inkâr edildi veya manipüle edildi. Fakat bu katı resim 2000’li yılların başlarında değişmeye başladı. Avrupa Birliği’ne üyelik ve demokratikleşmenin gündemin ön sıralarında yer aldığı bu dönemde yeni hafıza alanları, yani farklı görüşlerin birbiriyle karşı karşıya gelebildiği siyasi, kültürel ve sembolik alanlar açıldı. 2000’ler Türkiye’si için bir hafıza patlamasından bile bahsetmek mümkün. Türkiye’de hâkim hafıza anlatısı ve devlet şiddeti repertuarını nasıl anlayabileceğimize dair birbiriyle çekişen farklı grup, girişim ve platformlar bu dönemde ortaya çıkmaya başladı. Müslüman ve muhafazakâr platformlar, feminist ve kadın örgütlenmeleri, Kürt siyasi hareketi içinde mobilize olan Kürtler, radikal solcular, ulusalcı ve seküler oluşumlar, Yahudi ve Hristiyan toplumları, LGBTİ+ hareketi gibi, birbiriyle rekabet de edebilen farklı siyasi ve kültürel kesimlerin anlatıları kamusal alanda dolaşıma girdi. Hepsi bir arada hafızanın birbiriyle çekişen kesitlerini meydana getirdi.

Ancak hafıza patlamasını 2000’lerin başında ortaya çıkan girişimlerle sınırlamak doğru olmaz. Farklı siyasi hareketler zaten kendi politik iddia ve mücadelelerine ilişkin hafıza girişimlerine sahiplerdi. Bu çerçevede, 1980’lerin sonları ile beraber bu siyasi girişimler, siyasi aktörler olarak kendileri de dâhil olmak üzere geçmişle yüzleşmeyi gündeme aldıkları alternatif hafıza sahneleri kurmaktaydılar. Genelde Kürt siyasal hareketi veya feminist hareketi gibi farklı siyasi örgütlenmelerle ilişkili bu gruplar, hafıza patlayışının yeni konjonktüründe de mücadelelerine devam ederek Türkiye’nin alternatif hafıza sahnesini çeşitlendirdiler.

Fakat siyasi iklimin radikal bir şekilde değişmesiyle birlikte Türkiye’nin hafıza iklimi de çarpıcı bir şekilde baskı altına girdi. 2015’te barış sürecinin göz göre göre sona ermesinin ve 2016’da başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından, öncesinde alternatif hafızalaştırma çalışmaları açısından sivil toplum kuruluşları, siyasi oluşumlar ve kamu kurumlarının öncülüğünde genişleyen kamusal alan, kapanmaya başladı. Kürt illerinde belediyelerin çatışmasızlık ortamında yaptığı anıtlar ve park isimleri yıkıldı ve değiştirildi. Öte yandan yine bu dönemde Cumartesi Anneleri/İnsanları gibi geçmişi daha eskiye dayanan hafızalaştırma çabaları ile sivil toplum kuruluşlarının daha yakın tarihlerde başlattığı hafıza yürüyüşleri gibi girişimler devam etti. Yine son yıllarda Türkiye’nin hafıza sahnesi birçok bağımsız hafıza girişimine şahit oldu. Bu çalışmaların çoğu fiziksel alanın yerine veya yanına dijital alanı kullandı, daha yenilikçi ve katılımcı yaklaşımları benimsedi.

Bu web sitesi 37 hafızalaştırma girişimine dair bilgi sunuyor. Çalışmalar, çalışma sahibi ve kullanılan mecralar merkeze alınarak sınıflandırıldı. Buna göre çalışmaları sahiplerine göre dört başlık altında gruplandırdık: Merkezi YönetimYerel YönetimSivil Toplum Kuruluşları ve Sivil ve Politik İnisiyatifler. Mecra olarak ise 7 kategori tanımladık; Hafıza YürüyüşleriDijital ÇalışmalarıMüzeler ve SergilerAnıtlar ve ParklarKültür VarlıklarıKitaplar ve Filmler.

Sitenin bütün hafızalaştırma çalışmalarını veya hafıza alanının tüm bileşenlerini kapsamak gibi bir hedefi yok. Bilindiği gibi hafızalaştırma, zor geçmişlerle yüzleşmenin önde gelen yollarından biri. Hafıza anıtları veya kamusal hatırlama eylemleri biçimsel olarak geniş bir çeşitlilik gösterebilir: heykeller, parklar, müzeler birer hafıza anıtı olabilir veya daha az kalıcı anma biçimleri arasında gösteriler, tiyatro yapımları ve gezici sergiler sayılabilir. Bunlara eğitim etkinlikleri, ortak öğrenim ve iletişim çalışmaları eklenebilir. Dijital anmalar, kitap ve şehir turlarının çevrimiçi halleri, Facebook üzerinden yürütülen yurttaş işbirliklerinde olduğu gibi dijital ortamda şekil alabilir. Bu seçkide amacımız hafızalaştırma çalışmalarına dair tüm bu farklı yöntem, biçim ve yaklaşımlara dair geniş bir yelpazeyi sunmak.

Politik güçler tarafından manipüle edildikleri takdirde hafıza anıtları ihtilafları vurgulayabilir veya çatışmayı yüceltebilir, bunun sonucunda da yeni düşmanlıkları körükleyebilir. Ancak hafıza anıtları yeni kuşakları eğiterek, düşünme, iyileşme, dışlamayı sona erdirme ve uzlaşma gibi süreçleri teşvik ederek ve hatta bir kefaret işlevi görerek daha yapıcı bir amaca da hizmet edebilir. Bu web sitesinin sunmak istediği hafızalaştırmanın barış ve demokratikleşmeye katkıda bulunan bu boyutu. Bu derleme için seçilen örnekler insan hakları fikrini güçlendirmeyi, inkâr edilen veya bastırılan tarihsel olaylarla ilgili olarak daha geniş kitlelere konuşmayı hedefliyor. Son aşamada ise Türkiye’nin çok yönlü nüfusunu oluşturan çok sayıda etnik, politik ve dini grup arasında anlayış ve uzlaşma sağlamaya yardımcı olma çabalarını vurguluyor.

2022’de başlayan içerik yenileme sürecine Hafıza ve Gençlik projemizin katılımcılarını da dahil ettik. Genç katılımcılar, web sitesinde yer alan hafızalaştırma çalışmalardan bazılarını seçerek çalışmaların hayata geçirilme süreçlerinde aktif rol alan insanlarla görüşmeler yaptı. Böylece hem bu çalışmaların son durumlarına dair güncel bilgiler edinilmiş oldu hem de yeni nesillerin de dahil olduğu çok sesli ve çok perspektifli yazılar ortaya çıktı. Ayrıca katılımcıların literatür taramasına, arşiv çalışmasına ve saha araştırmasına dayanarak yazdıkları denemelerini de yeni web sitesinde yayına aldık. 

Genç katılımcılarımızın geri bildirimleri ve içerik odaklı katkılarıyla yeni siteyi zenginleştirmeye devam edeceğimiz gibi derleme içeriğini önümüzdeki dönemde geliştirmeyi öngörüyoruz. Amacımız, derlemenin dünyanın çeşitli yerlerinden hafıza anıtları, işlevleri ve etkileri konusunda bilgilerle desteklediğimiz bir tartışma platformuna dönüşmesi. Böylece hafızalaştırma sahası etrafında samimi bir tartışma ve etkileşim yaratmayı umuyoruz.

Memorialize Turkey web sitesini çok sesli, çok perspektifli olmasını sağlamak ve hafızalaştırma alanında yaşanan gelişmeleri daha yakından takip edebilmek için okuyucularımızın katkılarına açığız. Mevcut içeriklere yönelik düzeltme, ekleme önerilerinizi ve yorumlarınızı bizimle memorializeturkey@hafiza-merkezi.org email adresi üzerinden paylaşabilirsiniz. Düzeltme ve ekleme önerilerinizin editoryal bir süreçten geçmesi gerektiğinden yayımlama süreci vakit alabilir. 

Projenin 2013 tarihli ilk aşamasında, derlemede yer alacak çalışmaların seçimini Belinda Cooper, Meltem Aslan ve Murat Çelikkan yaptı. Web sitesinde yer alan çalışmalarla ilgili araştırmaları Harun Ercan yürüttü ve ilk içerikleri kaleme aldı. 2019 yılında ise seçkiye eklenecek yeni içeriklerin araştırma ve yazımını Gülistan Zeren, 2013’te eklenmiş içeriklerin güncellemesini Asmin Adar Buhan, sürecin yönetimini ise Kerem Çiftçioğlu üstlendi Web sitesininin ilk tasarımını 2013 yılında Derin Korman yaptı. 2019 yılında yapılan içerik güncellemeleri doğrultusunda ihtiyaç duyulan tasarım revizyonlarını ise Ali Seçkin Karayol gerçekleştirdi. 

2022-23 yıllarında yürütülen metin revizyon sürecini Kemal Abatan Taylan ve Hafıza Merkezi ekibi, editörlüğünü ise Ayşe Günaysu yürüttü. Türkçe olarak hazırlanan metinleri Semra Somersan, Ayla Jean Yackley ve Peter Klempner İngilizceye çevirdiler. İngilizce olarak hazırlanan metinleri ise Gökşin Uğur Türkçeye çevirdi. Web sitesinin mevcut tasarımına ilişkin revizyonu Meriç Funda (néopublico) yaptı. Türkiye’de Hafızalaştırma web sitesinin teknik takip ve güncellenmesinden Koray Löker sorumludur.

2023 yılından itibaren web sitemizi daha katılımcı, kapsayıcı ve erişilebilir hale getirmek için adımlar atıyoruz. Yeni içerik hazırlanması sürecini, Hafıza ve Gençlik projesinin katılımcı gençleri ile birlikte yürütüyoruz. Yeni hafızalaştırma projelerini eklemekle beraber, mevcut içerikleri söyleşi ve denemelerle zenginleştirmeye devam ediyoruz. Bunlara ek olarak, Sesli Betimleme Derneği ile yapılan işbirliği sayesinde web sitemizin erişilebilirliği artırıldı. Bu süreçte web sitemizin altyapısı ekran okuyucu dostu hale getirildi, web sitesindeki görsellere betimlemeler eklendi ve 25 proje girdisinin sesli anlatımı sağlandı.

Türkiye’de Hafızalaştırma, dost kurum ve kişilerin değerli katkıları sayesinde büyümeye devam ediyor. Katkı sunanlara dair bilgileri ilgili proje sayfalarında bulabilirsiniz. 

Bu proje Fetzer Institute, World Policy Institute ve Robert Bosch Stiftung’a destekleri için minnettar. Fetzer Institute hem 2011 tarihli atölyeye, hem de web sitesinin ilk versiyonuna mali destek sundu. World Policy Institute 2013 yılında projeye idari destek sundu. Robert Bosch Stiftung 2019 yılında gerçekleştirdiğimiz güncelleme ve revizyonları destekledi. Ayrıca, Mardin atölyesine evsahipliği yapan Sabancı Müzesi’ne, atölyeye verdiği destek için Mesut Alp’e ve fotoğraflar için Nar Photos’a teşekkür etmek isteriz. Chrest Foundation, 2022 yılında gerçekleştirdiğimiz web sitesi tasarım güncellemesini ve metin revizyonlarını destekledi.