Hafıza ve Gençlik programının üçüncü dönem katılımcılarından avukat Fatih Aydın, Midilli Adası’ndaki Moria mülteci kampında 2020 yılında çıkan yangından sorumlu tutulan altı Afgan gencinin yargılandığı, “Moria 6 Davası” olarak anılan davanın Mart ayında görülen istinaf duruşmasını yerinde takip etti ve izlenimlerini Memorialize Turkey için kaleme aldı.
Yangını takiben altı Afgan genç gözaltına alındı ve kampın tahrip edilmesinden sorumlu tutuldu. Bu gençler, keyfi bir şekilde tutuklandılar ve masumiyet karinesi ihlal edilerek duruşmalar dahi başlamadan önce Yunan yetkililer tarafından suçlu ilan edildiler. Tutuklamaların ardından “Moria 6 Davası” ikiye ayrıldı çünkü sanıklardan ikisi tutuklandıklarında reşit olmadıkları için çocuk mahkemesinde yargılandılar. Geriye kalan dört genç ise yetişkin olarak yargılandı.
Çocuk mahkemelerinde yargılanan iki sanık, “insan hayatını tehlikeye atan kundaklama” suçu uyarınca 2021 yılının Mart ayında hapis cezasına çarptırıldı. Yapılan itirazlar sonucunda Haziran 2022’de, bir üst mahkeme cezaların 5 yıldan 4 yıla indirilmesine hükmetti. Bu karara karşı yüksek mahkemeye yapılan temyiz başvurusunun sonucu halen bekleniyor. Yetişkin olarak yargılanan dört sanık ise aynı suç uyarınca ile Haziran 2021’de 10’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu kararlara yapılan itirazı duruşma ile değerlendirmeye karar veren istinaf mahkemesi, duruşma tarihini başta Mart 2023 olarak belirlemişti. İstinaf duruşması daha sonra Mart 2024’ye ertelendi.
Fatih Aydın, Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları için Avrupalı Avukatlar Derneği’ni (ELDH) temsilen Midilli Adası’nda görülen istinaf duruşmasını takip etti. Buna ek olarak davanın en başından itibaren takipçisi olan Legal Centre Lesvos Derneği’nden de aldığı bilgilerle gözlem raporunu zenginleştirdi.
2023 yılının Mart ayında görülmesi gereken fakat bir yıl ertelenen istinaf duruşması; 6, 7 ve 8 Mart 2024 tarihlerinde Midilli’de bulunan Kuzey Ege Jürili İstinaf Mahkemesinde görüldü. Duruşmalar, öncesinde yapılan uluslararası dayanışma ve gözlemci çağrısı üzerine Türkiye’den Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ile Avrupa’dan ELDH, Avrupalı Demokrat Avukatlar (AED), İsviçreli Demokrat Avukatlar (DJS) ve La Garriga Societat Civil’i (Katalonya) temsilen dört uluslararası gözlemci tarafından takip edildi.
Üç buçuk yıldır tutuklu bulunan dört Afgan gencin çeşitli keyfi ertelemeler neticesinde 6 Mart’ta görülen duruşmasında avukatlar, dört sanıktan üçünün yaşı ile ilgili olarak mahkemenin yetkisine itiraz etti ve üç sanığın olay sırasında reşit olmadığını gösteren, Afganistan Büyükelçiliği’nden alınmış doğum belgelerini mahkemeye sundu. Avukatlar, bu sebeple yargılamanın çocuk mahkemesinde yapılması gerektiğini belirtti. Savcının doğum belgelerinin dikkate alınmaması gerektiği yönündeki itirazlarına rağmen avukatların talebi kabul edildi; mahkeme, dört sanıktan üçünün çocuk mahkemesinde yargılanmasına ve yargılamanın tutuksuz olarak sürdürülmesine karar verdi. Böylelikle üç Afgan gencin Yunanistan’ı terk etmeme ve her ay polis karakolunda hazır bulunma yükümlülüğü ile serbest bırakılmasına karar verildi. Savcının üç sanığın cezaevinden tahliyesi için her biri tarafından 2 bin avro kefalet ödenmesi talebi reddedildi.
Tutuklu yargılaması devam eden bir Afgan genç hakkında düzenlenen ve iddia makamı tarafından sesli okunan iddianamede “hayatı tehlikeye atma kastıyla kundaklama”, “mala zarar verme” ve “Moria kampının 12. bölgesinde yaşayan en az 600 kişinin hayatını tehlikeye atma” suçlamaları yer aldı. Duruşmaya katılan çok sayıda polis memuru, kamp yetkilisi ve itfaiyeci ise ifadelerinde sanık hakkında somut beyanda bulunmadı. Sanıklara karşı tek somut ifadeyi veren kişi istinaf duruşmasında hazır bulunmadı. Savcı ise bu tanığı Yunanistan’da aramalarına rağmen bulamadıklarını belirtti. Tanığın ifadesini alan polis memurları, tanığın kendilerine yangınla ilgili kızgın ve üzgün bir şekilde geldiğini ve beş kişi hakkında ifade verdiğini beyan ettiler. Tanıkların çoğu ayrıca kamptaki insanlık dışı koşullar, kampın aşırı kalabalık olması ve her yere dağılmış plastik çadırlar nedeniyle yangın riskinin yüksek olduğundan bahsederek, halen tutuklu bulunan sanığı tanımadıklarını ve yangın sırasında görmediklerini ifade etti.
Savcı, duruşmada göçmenler hakkında ayrımcılık yasağını ihlal eden ve nefret söylemi teşkil edecek ifadeler kullandı. Dikkat çeken bir diğer husus da savcının 1951 Cenevre Sözleşmesi’nden, Yunanistan’ın göç sisteminden, Yunanistan’daki göçmenlerin ve kampların koşullarından bihaber olmasıydı.
Sanıklar aleyhine ifade veren tanığın ifadesindeki çelişkiler de avukatlar tarafından dosyaya sunuldu. Tanık, ifadesinde Moria kampının 9. bölgesinin 8 Eylül’de yandığını belirtti. Yangınla ilgili hazırlanan itfaiye raporunda 9. bölgenin 9 Eylül’de yandığının açıkça belirtilmesine rağmen, hüküm için tanığın çelişkili beyanının esas alındığı görüldü. Forensic Architecture tarafından yangının nerede başladığına ve nasıl yayıldığına ilişkin hazırlanan video ve haritaların duruşma salonunda izlenmesi talebi de mahkeme tarafından reddedildi ve söz konusu raporunun sadece bir kısmının savunma avukatları tarafından dosyaya sunulabileceğine hükmedildi.
Ayrıca, Forensic Architecture ekibinden uzman Dimitra Andritsou’nun yangın sırasında kaydedilen yüzlerce videonun bir yıl süren analizine dayanan raporu mahkemeye sunması ve anlatması da duruşma esnasında kısıtlandı. Andritsou’nun sözü, savcı tarafından saldırgan bir üslupla defalarca kesildi.
Adil yargılanma hakkının pek çok açıdan ihlal edildiği istinaf duruşması sonunda Afgan genç R.F.M. 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Yayımlanma tarihi: 5 Ağustos 2024, Pazartesi.