Yaşam Anıtı

İlk Meclis hariç Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana sürmekte olan inkâr, asimilasyon ve baskı politikalarına maruz kalan ve Türkiye’deki toplam nüfusun yaklaşık % 15-20’sini oluşturan Kürtler, 1950’li yılların sonundan itibaren tanınma yönünde taleplerde bulundu. Lakin barışçıl talepleri Türk devleti görmezden geldi ve uygulanan baskının şiddetini izleyen yıllarda arttırdı. Buna paralel bir biçimde, Kürt hareketinin ortaya koyduğu talepler ve amaçlarına ulaşmak adına mücadele ederken kullandığı yöntemler daha da radikal bir hal aldı. 1980 yılında gerçekleştirilen askeri darbe sonrasında artan baskılar, 1984 yılında Kürt hareketinden bir siyasal grubun silahlı mücadeleye başlamasıyla sonuçlandı. İzleyen yıllarda Türk devletinin kolluk güçleri ile Partiya Kerkera Kurdistan/ Kürdistan İşçi Partisi arasındaki çatışmalar daha da şiddetlendi ve 1990’lı yıllarda yaşanan savaş sürecinde yaşamını yitiren binlerce insanın yanı sıra milyonlarca Kürt zorunlu göçe maruz bırakıldı. 1990’lı yıllarda yaşanan çatışmalar iki taraf için de askeri bir zafer kazandırmış olmasa da, Kürt hareketi ile Türk devleti arasında açık diyalog süreci ancak 2009 yılında başlayabildi. Sonrasında çatışmalar devam ederken, PKK gerillalarının Batman’daki petrol tesislerine yönelik gerçekleştirdiği bir şiddet eylemi esnasında 4 sivil yola döşenen mayının patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Bu saldırıda yaşamını yitirenler arasında; Batman İnsan Hakları Derneği eski başkanı Sadi Özdemir, Barış ve Demokrasi Partisi yöneticilerinden Salih Özdemir, diğer kurbanların akrabası olan Sofi Özdemir ve Batman Barosu’nun eski başkanlarından olan Sedat Özevin bulunmaktaydı. Bu elim hadisenin tam olarak nasıl gerçekleştiğine dair bilgilerimiz hala sınırlı. Lakin bu 4 kişinin arabayla çatışma mahalline gitmelerinin nedeninin, alevlerin yükseldiği petrol tesisinin, düzenlenen sabotaj eylemi nedeniyle yandığını tahmin etmiş olmaları ve herhangi bir insani yardıma ihtiyacı olması durumunda bu sahada bulunma istekleri olduğu tahmin edilmekte. Aracın olay mahalline vardığı sırada, sabotaj eylemini gerçekleştirmek adına dört güvenlik görevlisini etkisiz hale getiren PKK gerillaları, olay mahalline ulaşmaya çalışan aracı kendilerine yönelik bir tehdit olarak algılayıp döşenen mayını patlattı. Bu patlamada yaşamını yitiren insanlar neredeyse tüm hayatını insan hakları mücadelesine adamış olan aktivistlerdi. Olay gerçekleştikten sonra, PKK kurbanların ailelerinden özür dileyen bir metin yayınladı ve önce ölümlerine yol açan gerillalar hakkında bir soruşturma başlattığını sonra da eylemi gerçekleştiren gerillaların tecrit edildiğini duyurdu.

Durum
Tamamlandı
Tarih
2012
Proje Sahibi
Biçim
Projenin Anlam ve Kapsamı

Yaşanan ölümlerde hayatını kaybedenler yıllarca insan hakları mücadelesine emek veren insanlar olduğu için PKK gerillalarına karşı duyulan öfkeyi arttırdı. Öldürülen aktivistlerden bazıları, devlet güçlerinin işlediği hak ihlalleri mağdurlarının avukatlığını yaptıkları için sürekli olarak devlet baskısına, hatta işkencelere maruz kalmışlardı. İzleyen süreçte, Barış ve Demokrasi Partisi’nden Batman Belediye Başkanlığı yapan Serhat Temel, patlamada yaşamını yitirenlerin anısına bir hafızalaştırma çalışması yapılması fikrini ortaya attı. Belediye yetkilileri, ilk olarak kurbanların aileleri ile bağlantıya geçti ve planladıkları hafızalaştırma projesine ilişkin ailelerin onayını aldı. Sonrasında, Batman şehir merkezinde yer alan parklardan birine yapılan Yaşam Anıtı, 2012 yılının Eylül ayında geniş bir katılımla açıldı. Yaşamını yitiren kurbanların isimleri yapılan anıt üzerindeki levhada yazılı olarak bulunuyor. Anıt üzerinde ayrıca, “Halkının Kalbinde Olan İnsanlar Ölümsüzdür” cümlesi yer almaktadır.

Projenin Etkileri

Bu hafıza sahasının açılışına; kurbanların akrabaları, Kürt bölgesinin önde gelen siyasi figürleri, milletvekilleri, belediye başkanları ve halktan katılım yoğundu. Bu hafızalaştırma projesinin yarattığı ilk etki, yaşamını yitirenlerin yakınlarının duyumsadığı acının Kürt hareketi nezdinde tanınması oldu. Açılış konuşması esnasında, öldürülen Sedat Özevin’in eşi Hülya Özevin: “İnsanların nasıl yaşadıkları, nasıl öldüklerinden daha önemlidir. Savaş nedeniyle en fazla yara alanlar, hala barışın yolunu gözlemektedir,” dedi. Öldürülen Sofi Özdemir’in kardeşi Sabri Özdemir ise açılış esnasında ağabeyinin yazdığı şiiri okudu.

Gerçekleştirilen bu hafızalaştırma projesinin bir diğer etkisi ise genel olarak toplum ölçeğinde düşünülmelidir. Önceki yıllarda, Batman, failinin kim olduğunun belirlenemediği ve çatışmanın taraflarının birbirlerini suçladığı birçok ölüm olayına tanıklık etti. Bu hadise, Kürt hareketinin yaptığı hatayı kabul ettiği, ailelerden özür dilediği ve benzerlerinin gelecekte tekrar etmeyeceğine dair beyanda bulunduğu bir olay olarak kayda geçti. Açılışta konuşma yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Savaşın uzaması durumunda kirliliğin de çoğalacağını,” belirterek, bu gibi olayların yaşanmasına zemin oluşturan Kürt meselesinin hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.

Karşılaşılan Zorluklar

PKK ile BDP, benzer amaçlar için mücadele eden iki farklı siyasi organizasyon olduğu için devlet ve ana akım medya gözünde genellikle birbirleriyle eş görülüyor. Silahlı çatışmalar devam ettiği için, hükümet ve medya bu olayı Kürt hareketinin özellikle Kürtler arasında şeytanlaştırılması ve itibarsızlaştırılması amacıyla kullanmaya çalıştı. Hatta bir hafızalaştırma projesi olarak ortaya konan “Yaşam Anıtı” açıldıktan sonra medyada yer alma biçimi “PKK Öldürdü, BDP de Heykelini Dikti” ifadesiyle oldu. Olay gerçekleştikten sonra karşılaşılan temel zorluk, tarafların siyasi amaçları doğrultusunda bu hadiseyi kullanmasıyken, yapılan hafızalaştırma çalışması sayesinde bu acı verici olay barış için atılan bir adıma dönüştürüldü.