Anıt Sayaç, erkek şiddetinin sonucu cinayetlerle tek bir vakıa içinde anlaşılmaz veya münferit durabilen olguların aslında farklı deneyimlerde tekrar ettiğini gösteriyor. Bu sistematik örüntülerin analizi ise erkek şiddetini önlemeye yönelik üretilecek somut politikaları şekillendirebilir. Dolayısıyla hafıza çalışmalarının işlevi, ağır insan hakları ihlallerine maruz kalan kişi ve toplumsal grupların anısını yaşatmak ve bir kolektif bilinç üretmek ile sınırlı değildir. Aynı zamanda, politika yapıcılara bu ihlallerin gelecekte “bir daha asla” yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini hatırlatırlar.
Bu bakımdan İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu tarafından GREVIO’ya (İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını denetlemek üzere kurulan uzmanlar komitesi) sunulmak üzere Eylül 2017’de hazırlanan raporda, sığınak ve dayanışma faaliyetleri yürüten kadın örgütlenmeleri ve bağımsız medya kuruluşlarının düzenli olarak topladıkları ve paylaştıkları verilerin önemine dikkat çekildi. Bu raporda, Bianet haber ajansı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayımlanan kadın cinayetleri verileri sivil toplum örgütleri tarafından sunulan veri toplama çalışmalarına örnek olarak gösterildi. Ayrıca, hem devlet hem de sivil toplum tarafından toplanan verilerin toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine duyarlı bir yaklaşımla işlendiği bir veritabanının kamuyla paylaşılmasının gerektiği görüşüne yer verildi.